Günümüzde çocuklarda üst solunum yolu problemlerine ikincil orta kulak sorunlarında giderek artma olmaktadır.Orta kulakta sıvı oluşması,tekrarlayan orta kulak problemleri,kulak zarına tüp takılmasını gerekmekte,hatta bazen bu uygulamanın ikinci bir kez yapılması ihtiyacı oluşmaktadır. Tedavin…Devamını oku...
Vücuttaki kasları hareket ettiren sinirler içinde en uzun kemik kanala sahip olan yüz siniri (fasial sinir), en sık felç görülen sinirlerden biridir. Bu felçlerin yaklaşık %90 kadarı sinirin kanalının içinden geçtiği kulak kemiği içindeki hastalıklara bağlı olarak meydana gelir. Yüz felçlerinin en sık nedeni genellikle kendi kendisini sınırlayan bir hastalık olan Bell paralizisi olmakla birlikte, kemikte tahribat yapan iltihaplar ya da orta kulaktan köken alan tümörler gibi patolojilerin de felce neden olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu bölge hastalıklarının tedavisinin kulak burun boğaz hekimliği alanına girmesi nedeniyle yüz felci tanısı konulan hastalarda mutlaka KBB değerlendirmesi yapılmalıdır.
İçindekiler
İstanbul Yüz felci beyinden yüz siniri ile yüzün üst yarısına gelen sinir liflerinin bir kısmı aynı yüz yarısına giderken bir kısmı da çaprazlaşarak karşı yüz yarısına gitmektedir. Oysa yüzün alt yarısını çalıştıran bütün sinir lifleri çaprazlaşarak yüzün karşı yarısındaki adaleleri uyarmaktadır. Bu nedenle beyinde bir tarafta meydana gelen patolojilerde yüzün karşı tarafında alt yarıdaki adaleler olaydan etkilendiği halde, üst yüz bölgesi kendisi ile aynı taraftaki sağlam beyin tarafından da uyarı aldığı için etkilenmeyecektir. Bu tip felçler "santral tip yüz felci" olarak, beyin sapı ve daha alt bölgedeki patolojilere bağlı oluşan felçler ise "periferik tip yüz felci" olarak isimlendirilmektedirler. Bu bulgu ayırıcı tanıda önemli olmakla birlikte sinirin periferik tip patolojilerinde de üst yüz yarısındaki uyarımın korunduğu durumların olabileceği unutulmamalıdır.
Yüz siniri beyinden çıktıktan sonra işitme ve denge siniri ile beraber seyrederek kulak kemiği içerisine girer. İç kulak kanalı denilen bu bölgedeki patolojilerde yüz felcine işitme ve denge şikayetleri eşlik edebilmektedir.
Yüz siniri kulak kemiği içersindeki kanalda ilerlerken gözyaşı bezini uyaran, orta kulaktaki üzengi kemiğinin kasını uyaran ve dilin 2/3 ön kısmında tat duyusunu alan, çene altı tükürük bezlerini çalıştıran dallarını verir. Sinir kulak kemiğinden çıktıktan sonra öne doğru uzanır ve yanak tükürük bezi içinden geçerek yüzdeki mimik kaslarını uyaran dallara ayrılır.
Yüz felçlerinde gözyaşı salgısının, dilde tat duyusunun ve üzengi adalesi fonksiyonunun olup olmaması hastalığın oluştuğu bölgenin tayininde yardımcı bulgulardır.
Yüz Felci Nedenleri
Yüz felci nedenleri çok çeşitli olmakla birlikte en sık görülenler akut hızlı gelişen ve kronik- yavaş ilerleyici olarak iki gurupta toplanabilirler.
Akut hızlı gelişen felçler:
- Sinir iltihapları
- Bell paralizisi
- Herpes Zoster
- Guillain-Barré sendromu
- Oto immün yüz felçleri
- Lyme hastalığı
- AIDS
- Kawasaki hastalığı
- Travma
- Kulak kemiği kırıkları
- Basınç travması
- Doğum travması
- Orta kulak iltihapları
- Akut bakteriel
- Kronik bakteriel
- Kronik orta kulak iltihabında kemik içinde kemiği eriten doku (Kolesteatom) oluşumu
- Sarkoidoz
- Nörolojik sinir sitemi hastalıkları
Kronik-yavaş ilerleyen felçler:
- Habis tümörler
- Yanak tükürük bezi (Parotis) tümörleri
- Başka yerlerden sıçrayan (metastatik) tümörler
- İyi huylu tümörler (glomus tümörü, schwannoma)
- Kronik orta kulak iltihapları (Kolesteatom)
Tedavi
İstanbul Yüz felçlerinin tedavisi neden olan faktöre göre değişiklik gösterir. Tedavideki amaç; normal yüz görünümünün, istemli hareket esnasında yüz simetrisinin sağlanması, duygusal hareketlerin ve ağız, burun ve göz çevresi kas fonksiyonlarının sağlanmasıdır.
İstanbul Bell Paralizisi: Travma, tümör, enfeksiyon gibi bariz bir neden saptanamayan akut yüz felçleri Bell paralizisi olarak isimlendirilir. Nedeni kesin olarak bilinmemekle beraber viral iltihaba bağlı, immün bir mekanizmaya bağlı olarak oluştuğu kabul edilmektedir. Kendi kendini sınırlayan bir patoloji olan Bell paralizisi ilerleyici olmayıp genellikle kendiliğinden düzelmektedir. Hastaların %80-90 ında felç tamamen düzelmekte tam hareket kaybı oluşmamış hastalarda bu oran %95-100 e çıkmaktadır. Ancak felcin tam olduğu ve erken dönemde yapılan testlerde %90 ın üzerinde sinir lifi kaybı saptanan hastalarda tam iyileşme oranı %50 ye düşmektedir.
İstanbul Bell paralizisinin tedavisinde felçten sonraki ilk 4 gün içerisinde başvuran hastalara, engel oluşturacak bir durum yoksa damar yoluyla uygun dozda kortizon daha sonra ağız yoluyla başlanan kortizon tedavisine 2-3 günde bir yavaş yavaş doz azaltılarak ortalama 15 gün devam edilmektedir. Kortizonun mide bağırsak sistemi üzerindeki yan etkilerini önlemek amacıyla mide koruyucu tedavi verilmelidir. Etkenin virüs olma ihtimali nedeni ile tedaviye ağız yolu ile anti viral ilaç eklenmektedir. Yüz siniri fonksiyonlarının olmadığı dönemde yüz kaslarında incelme oluşumunun önlenmesi amacıyla sıcak tatbiki, masaj ve yüz egzersizleri uygulanır. Gözde kurumaya bağlı oluşan keratit gibi komplikasyonların önlenmesi için korunma uygulanmaktadır.
Kortizon kullanımının sakıncalı olduğu durumlarda (kontrol edilemeyen şeker hastalığı, gebelik vs) kılcal damar dolaşımını artırmaya yönelik tedavi verilebilir. Hastanın takibinde üç hafta sonunda düzelme varsa destekleyici tedaviye devam edilmekte klinik düzelme izlenmeyen hastalara elektrikle kas uyarım testi (EMG) yapılmaktadır. EMG de iyileşme bulguları olan hastalarda izleme devam edilmekte, total uyarı kaybı olup iyileşme bulguları bulunmayan hastalarda Manyetik rezonans tetkiki yapılmaktadır. Bu tetkikte patolojinin yeri saptanan hastalarda uygun cerrahi teknikle sinirin kanal içinde serbestleştirilmesine yönelik cerrahi uygulanmaktadır. Felç süresi uzadıkça iyileşme kalitesi düşmektedir. Cerrahi müdahalenin en kısa zamanda yapılmasının yüz fonksiyonlarının en ideal şekilde tekrar kazanılmasında en önemli faktör olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle yüz felci olan hastalarda erken dönemde tanı ve uygun tedavinin iyileşmede önemli etkisi vardır.
Travma: Yüz felci nedenleri içinde sıklık olarak ikinci sıradadır. Kulak kemiği kırıkları, cerrahi travma (cerrahi sırasında kaçınılmaz olarak oluşan zedelenmeler) ya da istem dışı cerrahi travma olabilir.
Kulak kemiği kırıkları: Travmadan hemen sonra oluşan yüz felçlerinde sinirde kesi ya da zedelenme olduğu kabul edilir. Bu durumda mümkün olan en kısa süre içinde ameliyat yapılmalı ve patolojinin durumuna göre uygun cerrahi teknik ile sinirin onarımı gerçekleştirilmelidir. Travmadan bir süre sonra başlayan felçler ise sinirin kanalı içinde şişmesine veya kanamaya bağlı olarak oluşabilmektedir. Bu durumda tedavi Bell paralizisi gibidir. Tedaviye cevap vermeyen durumlarda cerrahi rahatlatma gündeme gelmektedir.
Akut ve kronik orta kulak iltihapları: Akut orta kulak iltihabı sırasında görülen yüz felçlerinin tedavisinde damardan antibiyotik başlanmalı ve kulak zarına delik açılarak orta kulakta biriken iltihabın boşalması sağlanmalıdır. Ek olarak kortizon tedavisi uygulanabilir.
Kronik orta kulak iltihabı ile birlikte görülen felçlerde kolesteatom denilen kemiği eriterek büyüyen iltihap kitlesi bulunma şansı fazladır. Felç kolesteatomun sinire basısı ya da bölgesel inflamasyona bağlı olarak oluşmaktadır. Bu vakalarda acil cerrahi müdahale gereklidir.
Herpes Zoster Otikus: (Ramsey Hunt Sendromu) Varisella Zoster virüsüne bağlı olarak oluşur. Genellikle beraberinde kulak kepçesinde, saçlı deride, yüzde veya dudaklarda uçuk benzeri kabarcıklı lezyonlar bulunur. Bell paralizisinden farkı bulguların daha ciddi olması ve genellikle sinirde tam bozulmaya neden olmasıdır. Özellikle hücresel tip immün yetmezlikli kişilerde daha fazla görülür. Tam iyileşme oranı düşük olup %10-22 arasında değerler verilmektedir. Tedavide bu virüse özel anti viral ilaç kullanılmalıdır. Diğer tedavi protokolü Bell paralizisindeki gibidir.
Kulak kemiği dışı patolojiler: Genellikle travma ya da yanak tükürük bezinden (Parotis) köken alan tümörlere bağlı olarak oluşmaktadır. Tedavide nedene bağlı olarak farklı cerrahi yöntemler kullanılmaktadır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
İyi huylu pozisyonel baş dönmesi (Benign paroksismal pozisyonel vertigo -BPPV) belli baş pozisyonları ile ortaya çıkan baş dönmesi ve gözlerde çakma (nistagmus) ile karakterize, zaman içinde genellikle kendiliğinden düzelme gösterebilen bir hastalıktır. İçindekiler Tanı …Devamını oku...